26 Ekim 2015 Pazartesi

Bu yıl, ülkemizin de kurucuları arasında bulunduğu Birleşmiş Milletler (BM) Örgütü’nün 70’inci kuruluş yıldönümünü kutluyoruz.

70 yıllık tarihi boyunca BM’nin ve onun temsil ettiği değerlerin en kuvvetli savunucularından olan Türkiye, küresel barışı koruma, arabuluculuk, kalkınma, iklim değişikliği, çevre ve Medeniyetler İttifakı gibi birçok alanda önemli roller üstlenmektedir. Bu sebeple, BM’nin 70’inci Kuruluş yıldönümünün, Türkiye’nin de müzakerelerine aktif katkıda bulunduğu 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin kabulüyle kutlandığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Ayrıca, BM Genel Sekreteri tarafından başlatılan BM’nin barışı koruma ve inşa çabalarının gözden geçirilmesi sürecini de takdirle karşılıyoruz.

Bununla birlikte, Güvenlik Konseyi’nin günümüz meselelerine zamanında müdahale etme ve çatışmalara çözüm bulma noktasında son dönemde tıkanıklar yaşadığını görüyoruz. Güvenlik Konseyi’nin günümüz şartlarına göre reforme edilmesi, böylece temsil kabiliyeti daha yüksek, daha demokratik, şeffaf, etkin ve hesap verebilir bir nitelik kazanması, son derece önemlidir. Türkiye bu anlayışla, BM reformunu destekleyen ve bunu yüksek sesle dillendiren başlıca ülkeler arasında yer almayı sürdürecektir.

Bir taraftan BM bütçesine ve faaliyetlerine katkımızı arttırırken, diğer taraftan da İstanbul’u bir BM bölgesel merkezi haline dönüştürecek önemli adımlar atıyoruz. Bu çerçevede UNDP, UNFPA ve UN WOMEN örneklerini takip eden UNICEF de yakında bölgesel ofisini İstanbul’da açmaya hazırlanmaktadır.

Suriye ve Irak’taki krizin etkilerinin birçok ülke tarafından hissedildiği bir dönemde Türkiye, 2,5 milyon mülteciye kapılarını açıp onlara sahip çıkarak uluslararası toplumun vicdanı olmuştur. Bunun yanında, hemen her gün yaşanan göçmen facialarına kalıcı çözüm bulmak ve işbirliğini artırmak amacıyla, Akdeniz Havzası’nda düzensiz göç ve Suriyeli mültecilerin trajedilerine ilişkin bir maddenin BM 70’inci Genel Kurul gündemine alınmasına da öncülük ettik. İnsani diplomasi konusunda üstlendiğimiz örnek rolü gelecek yılda devam ettirecek, dünyanın en büyük üçüncü donör ülkesi olarak 23-24 Mayıs 2016 tarihlerinde Dünya İnsani Zirvesi’ne evsahipliği yapacağız.

Küresel gündemi işgal eden sorunların başında terörizmle mücadele geliyor. 30 yılı aşkın bir süredir bölücü terörle mücadele eden ülkemiz, adına, ideolojisine, kimliğine bakmadan terörizmin her türlüsüne karşıdır ve bütün terör örgütleriyle kararlı bir şekilde mücadele etmektedir. Terörle mücadelede başarının anahtarı, uluslararası dayanışma ve işbirliğinin artırılmasıdır. DEAŞ, El Kaide, PKK, YPG, DHKP-C gibi terör örgütleriyle mücadelede tüm BM üyesi ülkelerin dayanışma içinde olması gerektiğine inanıyoruz.

Bu düşüncelerle, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün çabalarının dünyamıza barış, refah, huzur ve adalet getirmesi umudumu koruyarak, 24 Ekim Birleşmiş Milletler Günü’nü en samimi duygularımla tebrik ediyorum.


Recep Tayyip Erdoğan
CUMHURBAŞKANI

0 yorum:

Yorum Gönder