25 Temmuz 2016 Pazartesi

SUNUCU- İyi günler değerli izleyiciler, Haber Türk Televizyonunda çok değerli bir konuğu ağırlıyoruz. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla beraberiz. 15 Temmuz’u ve bundan sonra atılacak adımları, Türkiye’nin yurt dışıyla, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’yle ilişkilerini değerlendireceğiz. Sayın Bakan, hoş geldiniz.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hoş bulduk.

SUNUCU- Teşekkür ediyoruz, geçmiş olsun öncelikle.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hepimize geçmiş olsun, milletimize geçmiş olsun.

SUNUCU- Sağolun. Türkiye 15 Temmuz’da bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Aslında 15 Temmuz öncesinde biz çok farklı konulardan bahsediyorduk. Türkiye’nin yeni dış politikası, atılan yeni adımlar, yeni diplomatik ilişkiler derken bir darbe girişimi oldu. An itibariyle Hükümetten gelen açıklamalar, alınan olağanüstü hal kararı ve atılan adımlarla darbe püskürtülmüş gibi gözüküyor. Bu atılan adımlar arasında en çok konuşulanı ve tartışılanı bu terör örgütünün, Fethullahçı terör örgütünün, lideri olarak görülen Fethullah Gülen’in Amerika Birleşik Devletleri’nden iade süreci. Şimdi yakın zaman içerisinde Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ’la Amerika Birleşik Devletleri’ne gideceğinizi biliyoruz. Dört dosya hazırlandı, beşinci dosya hazırlanıyor diye biliyoruz. Nedir son durum, gideceğiniz tarih belli oldu mu?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Dış politikamızda olumlu şeyleri konuşuyorduk. Dostlarımızın sayısını artırma, var olan sorunları çözme konusunda adımlarımızı sıklaştırıyorduk. Osman Gazi Köprüsü açıldı. Türkiye’de güzel şeyler oluyordu. Zaten ne zaman Türkiye’de güzel şeyler olmaya başlasa birileri düğmeye basıyor. Fakat biz sadece kendi sorunlarımızı değil, bölgemizde ve ötesinde var olan sorunları çözmeye gerginlikleri azaltmaya yönelik yapıcı, çok boyutlu ve proaktif dış politikamızı sürdürmeye devam edeceğiz. Türkiye’nin büyümesi, istikrarı, güvenliği, kalkınması ve 2023 hedeflerine ulaşması yönündeki çalışmalarımızı da artırarak devam edeceğiz.

Şimdi bu darbe girişiminin arkasında FETÖ’nun olduğu açık net, bizdeki belgelerde de net. Aslında bunu tüm dünyada biliyor. Bütün istihbaratlar da son derece net bir şekilde biliyor, bilmemeleri de mümkün değil. Tabii hukuki belgeleri de düzenlemek lazım. FETÖ’nun geçici olarak tutuklanması talebi dört ayrı davadan ABD’ye iletilmiştir. Ayrıca bizim aramızda suçluların iadesi ve ceza işlerinde karşılıklı adli yardım anlaşması var. Bu anlaşma çerçevesinde de yine bu dört davaya bağlı iade talebimizi Adalet Bakanlığımız hazırladı. Dışişleri Bakanlığı olarak 20 Temmuz akşamı 19:30 civarında Adalet Bakanlığı’ndan aldık ve ertesi sabah ABD Büyükelçiliğine gönderdik. Onların onayı gerekiyor, yani bir yerde noter işlemi gibi. 22 Temmuz sabahı da özel kuryeyle ABD’ye gönderdik ve ulaştı. Şimdi bu darbe girişimiyle ilgili deliller de Adalet Bakanlığımızca ifadeler ve belgeler şeklinde toparlanıyor. Dosya hazırlandıktan sonra bu dosyayla beraber, hem dosyayı iletmek hem de bu konuda ABD’deki muhataplarımızla görüşme talebimizi yineleme bakımından Adalet Bakanımızla birlikte bir ziyaret planlıyoruz. Çünkü bu işin hukuki boyutu olduğu kadar siyasi ve diplomasi boyutları da var. İkisini birden yürütmemiz lazım. Biz 2013 Aralık’ından, 17-25 Aralık darbe girişiminden bu yana başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere her seviyede ABD’den bu terörist başını bize iade etmesini, göndermesini özellikle istedik. Aynı şekilde faaliyetlerinin ne kadar tehlikeli olduğunu, ne yapmaya çalıştıklarını da anlatmaya çalıştık. Şimdi ise hem hukuki, hem siyasi boyutuyla son darbe girişiminden sonra ortaya çıkan belgelerle birlikte bu çalışmamızı hızlandıracağız, yoğunlaştıracağız. Bizim ABD’den ve birçok ortak çalışmanın içinde olduğumuz NATO müttefikimizden isteğimiz son derece net. Bu kişiyi bize iade edecekler. Biz bugüne kadar bu anlaşma çerçevesinde işbirliği yaptık ve suçluların, şüphelilerin iadesi konusunda işbirliğimizi sürdürdük.

SUNUCU- İade süreci, tutuklama talebi süreciyle beraber mi işliyor, tutuklamaya ilişkin bir cevap verildi mi, iade bekleniyor mu?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şuana kadar bir cevap yok. Tabii kaçma teşebbüsü içinde de olabilir, başka ülkelere de kaçmak isteyebilir. Çünkü ABD’nin de ortak bir çalışma grubu kuralım, bunu sürdürelim gibi önerileri oldu bu iade talebi konusunda. Biz buna karşı çıkmadık. Ama aynı zamanda hukuki süreç de işlesin, bu kişinin üçüncü bir ülkeye kaçması da engellensin.

SUNUCU- Bu girişimde de bulundu Türkiye.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii, hatta kaçmasına yönelik bir öngörünüz varsa onu da bize bildirin dediler. Fakat Türkiye’de yaşamıyor bu şahıs, Pensilvanya’da yaşıyor. Kaçma girişiminde olup olmadığını ABD yetkilileri bizden daha iyi bilirler ve dolayısıyla daha yakından takip edebilirler. Kendi ülkelerinde bir insanın kaçmasını da rahatlıkla engelleyebilirler. ABD’den bu konuda tedbir almasını da bekliyoruz.

SUNUCU- Türkiye’nin suçluların iadesi anlaşması olmayan bir üçüncü ülkeye kaçma gibi bir şüphesi var, ama Ankara’nın.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- O şüphe var tabii.

SUNUCU- Mısır’ın iltica davetinde bulunduğuna yönelik iddia var. Sizin elinizde böyle bir bilgi var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Böyle duyumlar oldu. Ama bizim elimizde Mısır’ın böyle bir davette bulunduğuna dair net ve somut bilgi yok. O nedenle bu haberler ya da varsayımlar üzerine yorum yapmak doğru olmaz.

SUNUCU- Amerika Birleşik Devletleri’ne gittiğinizde Kerry’le, Biden’la görüşme gibi bir planlamanız var mı, yoksa sadece bu dosya üzerinde çeşitli heyetler arası görüşmeler mi olacak?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Söylediğim gibi bu konunun hukuki boyutuyla ilgili olarak elbette Adalet Bakanımızın görüşeceği muhatapları olacak. Benim de muhataplarım olacak ki Kerry benim muhatabım ve Dışişleri Bakanı olarak Kerry’le de görüşeceğiz. Yine güvenlikle ilgili kişilerle görüşeceğiz. Daha henüz tarih belli olmadığı için randevular da alınmadı. Fakat hem dediğim gibi siyasi kanatla görüşmeler olacak, hem de hukuki kanatla görüşmeler olacak. Başka temaslarımız da mutlaka olur. ABD’ye gitmişken vermemiz gereken mesajları değişik platformlarda veririz. Think Tanklerde konuşma ya da mülakatlar şeklinde yan etkinlikler olacak. Ama esas oraya gitme amacımız Gülen’in iadesiyle ilgili.

SUNUCU- Sizin de söylediniz gibi Türkiye’nin stratejik ortağı olan NATO’da beraber hareket ettiği ve en önemli müttefiki olarak görülen Amerika Birleşik Devletleri’nin vermemesi, iadenin olmaması durumunda nasıl yaptırımlar düşünülüyor? Ankara’nın kafasında İncirlik’e kadar uzanabilecek yaptırımlar var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi biz bu olumsuz senaryoyu düşünmek bile istemiyoruz. Bizim vatandaşımız buna bile kızmaya başladı. ABD bizim müttefikimiz dememize bile vatandaşımız tepki gösteriyor. Bana gelen mesajlarda, böyle bir terörist başını ülkesinde tutan bir ülkeye nasıl müttefikimiz diyorsunuz? Deniliyor. Bu da şunu gösteriyor: Bu olaydan dolayı Türkiye’de ABD karşıtlığı ciddi bir şekilde artmaya başladı. Esasen bunun da ne Türkiye’ye, ne de ilişkilerimize faydası var. ABD’ye de bir faydası olmaz. Biz bunu dengelemeye de çalışıyoruz ama vatandaşımızın hissiyatını da görüyoruz. Dolayısıyla kötü senaryolar üzerinde konuşmak istemem ama diyelim ki ABD vermedi bu ilişkilerimizi etkiler. Karşılığında şu adımı atarız, bu adımı atarız gibi ben tek başına bir şey söyleyemem, ama ister istemez etkiler.

Düşünün, bir ülkede darbe girişimi yapan bir terör örgütü var. Bu terör örgütünün başındaki kişi bizde yaşıyor. ABD’de bir terör ya da darbe girişiminin olduğunu varsayalım. ABD bunu istiyor Türkiye vermiyor, ABD bu durumlarda ne hissederse biz de aynı şeyi hissederiz. ABD bu konularda ne düşünürse biz de aynı şeyleri düşünürüz. Çünkü -darbe girişiminde bulunan- darbe öyle basit bir terör saldırısı da değildir. Terörün küçüğü büyüğü olmaz, saldırının da küçüğü-büyüğü, iyisi-kötüsü olmaz. Bizim bu konulardaki tutumumuz net, ikircikli değil. Her zaman teröre karşı aynı tutumu sergilemişizdir. Türkiye olarak, terörden çeken bir ülke olarak. Ama terör darbe girişiminde bulunan bir terör örgütünün başı eğer bir ülkede yaşıyorsa ve ABD onu bize vermediği zaman ister istemez ilişkilerimiz etkilenir. Bunu çok açık söylüyoruz. Bu bir tehdit değildir. Tam tersini sordum; böyle bir durumda ABD ne hissederse, ne düşünürse ister istemez Türkiye de aynı şeyleri düşünür ama biz bu noktaya gelmek istemiyoruz. Müttefikimiz ABD’nin, Türkiye’de darbe girişimi yapan bir terör örgütünün başındaki o teröristi kendi ülkesinde tutmasını istemeyiz ve işbirliğimiz ve anlaşmalar çerçevesinde bize iade etmesini isteriz.

SUNUCU- Bu Gülen’le ilgili süreç, yani Gülen’in zaten Amerika Birleşik Devletleri’nde, Pensilvanya’da olduğu biliniyor ve terör örgütü lideri olarak ABD’den isteniyor. Peki, farklı ülkelerde, farklı isimlerle ilgili bu terör örgütünün mensubu olduğu, belki bizlerin de duymadığı belirlenen isimler vardır elbet, farklı ülkelerle de aynı girişim var mı efendim?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, var. Biliyorsunuz bu hainlerden 8 tanesi Yunanistan’a kaçtı. Bunlara Türk askeri denemez, asker kıyafeti giymiş hain denir ve ne kadar onursuz olduklarını da gördük, kaçarak sığındılar oraya.

SUNUCU- Siyasi sığınma başvurusunda da bulundular.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Siyasi sığınma talebinde bulundular. Kaçak girdikleri için 2 ay ceza aldılar, şimdi iade talebimizle ilgili davaları da ayın 27’sinde görülmeye başlayacak. İnşallah onları da geri getireceğiz. Yunanistan’ın da o kişileri bize geri vermesi gerekiyor, yani darbeciler için siyasi sığınma olmaz, darbecilere siyasi sığınma hakkı verilemez, bu nettir. Yunanistan da zaten darbelerden çok çekti. Dolayısıyla, Yunanistan’ın da bir an evvel hukuki süreci tamamlayıp onları iade etmesini bekliyoruz.

Diğer taraftan, soy ismini hatırlayamayacağım ama Abdullah diye bir kişi vardı. Darbe girişiminden önce Bulgaristan’a kaçmıştı, onun da iadesini istedik, onu da getireceğiz. Şimdi kayıp hainler var, onların araması yapılıyor. Tabii diğer ülkelerde bunların uzantıları var. Bir taraftan, bu darbe girişimiyle bağlantılı olanlar tespit edildikten sonra, elbette iadeleri için hem hukuki süreci işleteceğiz hem de Dışişleri Bakanlığı olarak bunu yakından takip edeceğiz. Diğer taraftan, siz de çok iyi biliyorsunuz ki bu hainlerin üçüncü ülkelerde de faaliyetleri var. O faaliyetlerin sonlandırılmasıyla ilgili de çalışmaları sürdüreceğiz, elimizdeki belgeleri, bilgileri paylaşmaya devam edeceğiz. Zaten bazı ülkeler bu konuda adım atmaya başladı.

SUNUCU- Onu soracağım, mesela yanlış bilmiyorsam Azerbaycan’da ve Somali’de okullar kapatıldı. Nijer’de yanlış bilmiyorsam kapatma son noktaya geldi. Farklı ülkelerden size ne gibi telefonlar, yorumlar geliyor diyeyim çünkü bildiğim kadarıyla son birkaç senedir, özellikle Afrika ülkelerindeki okullarla ilgili sizin de bizzat temaslarınız da oluyor, ne diyorlar?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi bazı Dışişleri Bakanı arkadaşlarımız arasında, siz anlatıyordunuz ama bu boyutta olduğunu anlayamamıştık diyenler var. Evet, siz anlatmıştınız ama biz şimdi tedbirlerimizi hızlandıracağız diyenler var. Suçluluk psikolojisi içinde arayanlar da var ve bunların hepsi Türkiye’deki bu darbe girişimine karşı gerçekten çok güçlü destek verdiler. Kendisini patron zanneden bazı ülkeler gibi ders vermeye çalışarak değil de, net bir şekilde destek verdiler ve bu anlamda bazı adımları atacaklarını söylediler. Bunların sadece okulları yok, işadamları derneği ya da aynı şekilde ticaret odası gibi kuruluşları da var. Aslında bunlar karma olan şeyler. Birçok yerde vatandaşlarımız bunları kendi içinden atmaya başladı. Makedonya’da Makedonya Türkiye Ticaret Odası vardı, yine Japonya’da Türkiye Ticaret ve Sanayi Odası gibi odalardan, derneklerden de bunları temizlemeye başladılar. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti terör listesine aldı, onlar da gerekli tedbirleri alacaklar, çünkü oraya da kaçanlar olduğuna dair bilgiler gelmeye başladı. KKTC Hükümetine teşekkür ediyoruz, gerekli çalışmaları yapacağına inanıyoruz. Esasen orada üniversitelerde de PKK’lılar bazı yapılanmaların içine girmeye çalışıyor. Yavru vatanın terör örgütlerinin bir üssü olmasını istemeyiz, zaten yönetim olarak da bu hassasiyeti gösteriyorlar, kendilerine de çok teşekkür ediyoruz. Tabii bazı ülkelere de biz uyarı yapıyoruz. Mesela Kırgızistan Dışişleri Bakanını arayarak bizzat uyarı yaptık çünkü Orta Asya’da Kırgızistan’ı kendilerine üs olarak seçtiler ve her geçen gün orada bunların yapılanması, ağı büyüyor ve Kırgızistan yönetiminin içine de sızıyorlar. Onlara yönelik de böyle bir darbe girişiminde bulunabileceklerini söyledik. Ayrıca dost ve kardeş Kırgızistan’ın bize darbe girişiminde bulunan bir terörist örgütün orada yapılanmasına müsaade etmemesi gerektiğini ve bu konuda kendilerinin adımlar atması gerektiğini söyledik. Aksi takdirde bizim onlara bakışımız değişir, çünkü insan kardeşinden böyle bir şey beklemez.

SUNUCU- Cevap geldi mi bu arada? Ben araya gireyim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hemen bizden bir kere daha listeyi istediler, ben ertesi gün -zaten akşamüstüydü- arkadaşlarımız aracılığıyla Dışişleri Bakanına bu listeyi ulaştırdım ve kendisi de bunu Cumhurbaşkanına ulaştıracağını söyledi. Ama Kırgızistan içinde ciddi bir tehdit var, yani burada da bir darbe yapabilirler.

SUNUCU- Yani Türkiye’deki darbe girişimi neyse, bulundukları ülkelerde de bu tip girişimlerde bulunuyorlar.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Orayı üs olarak seçtikleri için Kırgızistan devlet yapısının içine de sürekli sızma ve kendi adamlarını yerleştirme çabaları var. İşte görüyorsunuz şimdi itiraflar başladı; Herkes devlete nasıl girdi, sorular kendilerine nasıl verildi, hangi evlerde kaldılar, ne yaptılar itiraf ediyor. Tüm bunlar şimdi Türkiye’de de ortaya çıkacak.

SUNUCU- İçeriye de geleceğim, ders vermeye çalışan ülkeler var dediniz. Sözünüzün arasında Türkiye’nin beklediği desteği alamadığı ülkeler mi oldu? Şimdi o geceyi de konuşacağız, ama özellikle biraz daha global bakarsak; Türkiye bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı, ancak bazı ülkeler var ki bizim istediğimiz, beklediğimiz desteği sağlamadılar mı demeye çalıştınız?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Avrupa medyasına baktığımız zaman tamamen iktidar karşıtı. Utanmasalar keşke darbe başarılı olsaydı diyecek olanlar var. Bazı kanallar Türkiye’de darbeyi destekleyen, Hükümeti eleştiren birilerini bulamadığı için de çok üzülmüşler. Bazı tanıdıklarına elektronik posta atıyorlar ve bize aleyhte konuşacak birisini bulun, kimseyi bulamıyoruz diyorlar.

Diğer taraftan İslam karşıtlığı, Türkiye karşıtlığı, ikisinin karışımı olarak Erdoğan karşıtlığı çünkü bunları söyleyince ilk akla gelen lider Recep Tayyip Erdoğan; Türkiye’nin lideri. Dolayısıyla, Avrupa’da Erdoğan karşıtlığı, nefret, ırkçılık, yabancı düşmanlığı hat safhaya ulaştı. Tüm bunların sentezi, karışımı basına yansıyor ve sürekli sanki darbeyi sivil yönetim yapmış, AK Parti iktidarı yapmış ya da Cumhurbaşkanımız yapmış gibi yansıtıyorlar ve siyasiler de bundan çok etkileniyor. Tamam, darbeye karşıyız ama gelişmelerden de endişe duyuyoruz diyorlar, nedir endişe duyduğunuz söyleyin diyorum; Efendim işte bazı yargıçlar, bazı hâkimler görevden alınmış. Ee darbeyi sen mi yaşadın, sen hayatında hiç darbe yaşadın mı, sen bunun acısını hiç hissettin mi? Oradan konuşmak kolay. Peki, bu darbe yapan kişiler ya da bu örgüte bağlı kişiler buralarda olsa sen ne yaparsın? Size karşı terör saldırısı olduğu zaman bu teröristleri temizlemek için olağanüstü hal ilan ediyor musunuz? Ediyorsunuz. Peki, olağanüstü hal konusunda bu endişeleri Fransa’yla paylaştın mı? Hayır. Almanya Münih’te olağanüstü hal ilan etti, paylaştın mı? Hayır. Peki, neden Türkiye’de olunca bu kadar tepki gösteriyorsunuz?

Peki, bu kişilerin bu gruba üye olmadığına dair elinde bir belge var mı senin? Yok diyor. Peki, olmadığı halde, benim elimde belge varken, sen uzaktan bana ne dersi veriyorsun? Bunları hiç çekinmeden, çok açık söylüyoruz. Niye çekineceğiz ki? Bu darbe girişimini biz yaşıyoruz, ondan sonra kalkmış hayatında hiç darbe görmemiş ülkeler bize ders veriyor. Biz her şeyi şeffaf yapıyoruz. Olağanüstü halin kuralları belli. Kaç gündür vatandaşlarımız sokaklarda, Haber Türk olarak vatandaşlarımızın herhangi bir özgürlüğünün kısıtlandığını gördünüz mü, hissettiniz mi, şikâyet eden oldu mu?

SUNUCU- Ki zaten Sayın Cumhurbaşkanı’nın da açıklamaları var bu konuyla ilgili Sayın Başbakan da, olağanüstü halle konuşan tüm yetkililer de -size de aynı soruyu soracağım- bu OHAL içerisinde, ki Resmi Gazete’de kanun hükmünde kararname de yayınlandı, amaç terör örgütünün kamudan temizlenmesi deniyor ve eğer erken biterse OHAL’i erken kaldırmanın da söz konusu olabileceği yönünde açıklamalar var. Nedir plan OHAL’de?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tamamen bu çerçevede ve devletin içindeki yapılanmaları hedefliyor, vatandaşımızı değil. Vatandaşımızın temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı değil, özgürlükleri, demokrasiyi güçlendirici bir OHAL’dir çünkü bu adeta çeteyi temizleme harekâtıdır. Bunun için olağanüstü hal ilan edilmiştir. Kısa sürede, 3 aydan önce tüm işlemleri tamamlayıp bunu kaldırmak istiyoruz.

Ayrıca, biz uluslararası camiayla da bu konuda şeffaf bir ilişki yürütüyoruz. Birilerine hesap verme derdinden, korkusundan değil, ama uluslararası camiada yaşıyorsanız, dışa kapalı bir ülke değilseniz, Avrupa Konseyi’ne üyeyseniz, İnsan Hakları Sözleşmesi’ne tarafsanız buralarla da şeffaf bir ilişki yürütmeniz lazım. Biz Adalet Bakanlığımızla da resmi olarak da yazıştık, konuştuk, bu olağanüstü hal döneminde attığımız adımları, aldığımız tedbirleri şeffaf bir şekilde Avrupa Konseyi’yle, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland’la görüşeceğiz. Kendisi de Türkiye’ye gelmek istiyor, kendisine bilgi vereceğiz, neler yapıldığını anlatacağız, yazılı bir şekilde de bildireceğiz.

Biz tüm bu süreci şeffaf bir şekilde sürdürürken, ülkenin güvenliğine, bütünlüğüne, sivil demokrasiye, halkın iradesiyle iktidara gelmiş yönetime ve halkın oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanına yönelik bir darbe girişimine karşı Avrupalı dostlarımızın ders verir gibi, sanki Türkiye’nin patronuymuş gibi. Onlarda bir anlayış vardır, kendileri birinci sınıf ülke ve diğerleri ikinci sınıf ülke, kafalarında olan hep budur, yani bu zihinsel dönüşümü hala sağlayamadılar. Ben Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı olduğum zaman, 47 üye var Avrupa Birliği üyeleri dahil, benim dönemimde birinci sınıf, ikinci sınıf ülke olmayacak demiştim. Sorunları olan ya da standartlarda göreceli olarak daha ileri, daha geri olanlar var, AB içinde de var, bu olabilir, ama bu ülkeler de ikinci sınıf değildir, hepsi bizim ortak üyemizdir, anlayışın bu olması lazım. Tabii bu yaklaşım içinde olanlara da biz de gerekli cevabı veriyoruz, hangi dilden anlıyorsa da cevabımızı o üslupta veriyoruz.

SUNUCU- Juncker’den bugün bir açıklama geldi, -konudan konuya atlamış gibi oluyorum ama Avrupa’yla ilgili konuşurken- kendisinin eğer idam cezası gelirse Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreci biter yönünde bir açıklaması var.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hiç kusura bakmasınlar, Türkiye’yle böyle tehditvari bir şekilde konuşamazlar. Onların tehditlerine hiç kusura bakmasınlar biz pabuç bırakmayız. Yani sen 60 yıldır bekletiyorsun kapıda, ben AB Bakanlığı da yaptım, Avrupa’nın değerlerini, Avrupa Konseyinde de her zaman ortak değerlerini, bunlar bizim de inandığımız değerler, savundum, savunuyorum da. Bizim de vatandaşlarımız görüşlerini söylüyor, idam diye meydanlarda bağıran vatandaşlarımız da var, idam isteyenler de var, ya temkinli davranalım, geriye dönük işler mi, işlemez mi, böyle düşünen vatandaşlarımız da var, geliyorlar bize düşüncelerini söylüyorlar. Avrupa Birliği de, yetkilileri de idam cezası konusunda kendi düşüncesini söyler, ama Türkiye’yi tehdit eder bir şekilde söylerse bu ters teper. Juncker Türkiye’nin patronu değil. Juncker, göç anlaşması, kaçak göçle ilgili anlaşma, vize serbestisiyle ilgili anlaşmaları karşılıklı metin üzerinden kelime kelime, virgül virgül, paragraf paragraf bizimle müzakere etti. Bu müzakere bitti, anlaşmayı yaptık, ertesi gün açıklamalarını görüyorsunuz, biraz önce söylediğim akımlar sebebiyle tamamen popülizme kapılmış bir açıklama. O yüzden Juncker’in de, sabah mı yaptı açıklamayı, öğleden sonra mı, akşam mı yaptı, hangi saatte yaptığına da bakmak lazım. Kusura bakmasın, Türkiye’ye böyle tepeden bakarak tehditvari konuşamaz, biz de bunu kabul edemeyiz. Düşünceleri varsa bizimle paylaşsın, biz diyaloğa hazırız. Soruları varsa bize sorsun, biz bu sorulara da yine her zaman net bir şekilde cevap vermeye hazırız, ama bizi tehdit etmesin.

SUNUCU- Sayın Bakan, o geceye dönersek, 15 Temmuz gecesine, Samsun’da olduğunuzu biliyoruz. Zaten HABERTÜRK canlı yayına da telefonla bağlanarak, Hükümetin görev başında olduğunu ve kimsenin şüpheye kapılmaması gerektiğini vurgulamıştınız.

Şunu soracağım: Siz Samsun’dayken, Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Çağatay Kılıç ile beraberdiniz. Geçen gün, yine bu stüdyoda yayın sırasında, Sayın Kılıç, siz Samsun’da temaslarda bulunurken, Dışişleri konutuna darbecilerin geldiğine veya gelme yönünde girişimde bulunduğuna ilişkin sizinle ilgili bir detay açıkladı. Bu detayı aktarabilirseniz sevinirim.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Biz bir taraftan Samsun’da hem halkımızla, hem de Sayın Gençlik ve Spor Bakanımız Çağatay Kılıç kardeşimizle beraber meydandayken, diğer taraftan uluslararası temaslarımızı sürdürüyoruz, ayrıca televizyonlara bağlanarak bu darbe girişimine karşı halkımızın, milletimizin iradesini savunacağımızı ve bunlardan hesap soracağımızı söylüyoruz. Diğer taraftan da Ankara’daki gelişmeleri, Genelkurmay’daki, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin oradaki saldırıları takip ediyoruz. İşte eşim aradı, uçakların neredeyse çatıya sıfır uçtuğunu, çapraz uçuşlar yaptığını söyledi. Çünkü Çankaya Köşkü orada, resmi konutun hemen üstünde Sayın Başbakanımızın konutu var ve eşim bu konutların üzerinden de böyle sıfır derecesinde uçakların uçtuğunu ve bunun hayra alamet olmadığını, normal olmadığını söyledi. Daha sonra bir kalkışmanın, darbe girişiminin olduğunu öğrendik. Daha sonra helikopterle…

SUNUCU- Bir araya gireceğim, son günlerde çok tartışıldığı için, nereden öğrendiniz girişimi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ben, Cumhurbaşkanımızın Özel Kalem Müdürü, Sayın Hasan Doğan’ı aradım, bazı üyeleri aradım net cevaplar alamadım. Bu arada Hakan Fidan’ı sürekli arıyorum, onun da telefonu meşgul, o da mutlaka bir yerlerle görüşüyordur, ulaşamadım. Ve Hasan Doğan’ı aradım, Hasan Doğan: “Evet, bu bir kalkışmadır, her türlü sonuca hazırlıklı olun, yani vatandaşlarımızla tedbir alın” dedi. Görüşme kısa sürdü zaten, kapattık. Biz de ondan sonra zaten hemen çalışmalarımızı başlattık, meydana indik.

Daha sonra, darbecilerin bizim resmi konuta helikopterle inmeye çalıştığını öğrendik. Fakat bizim oradaki arkadaşlarımız…

SUNUCU- Bu arada bilmeyen izleyicilerimiz için aktarayım; Dışişleri resmi konutu hemen Başbakanlık resmi konutunun yanında, siz de az önce belirttiniz, Çankaya Köşkü’nün hemen karşısında bulunuyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii tabii.

SUNUCU- Helikopterle bahçeye inmeye çalışılıyor.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Evet, bahçeye inmeye çalışılıyor, oradaki korumalarımız ve nöbet tutan polislerimiz hemen oraya metaller, sandalyeler, ne buluyorsa atıyorlar. Daha sonra inemiyor, risk alamıyorlar, sonra kalkıp gidiyorlar. Dolayısıyla bu şekilde bir konuta da inme teşebbüsleri oldu.

SUNUCU- Aileniz o sırada konutta mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Hayır, eşim konuttan ayrılmıştı. Kendisinin konuttan ayrılmasını istedim. Zaten kızım yurt dışındaydı, Avrupa Konseyi’nde staj yapıyordu. İki gün sonra tam stajı bitiyordu, işte o güne; cuma gününe denk geldi ve iki gün sonra geldi. Dolayısıyla eşimden evden, konuttan ayrılmasını istedim, o da ayrılmıştı.

SUNUCU- Bu özel mevzuyla ilgili olarak tekrardan geçmiş olsun diyelim.

Ve darbe girişimi püskürtülüyor. Alınan kararlardan, OHAL’den bahsettik. Bu arada ayrıca gözaltılar ve görevden el çektirmeler var. Bu yapılanmanın, bu örgütün Dışişleri Bakanlığı’na da sızdığı veya girdiği yönünde elinizde bir şeyler var mı? Özellikle görevden almalar var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Var, görevden almalar olacak.
SUNUCU- Görevden almalar, Büyükelçiler düzeyinde de olabilir mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Büyükelçi düzeyinde de var. Dışişleri Bakanlığı’na bu sızmayı da organize eden kişiler zaten zamanında bu personelin başına geçen insan kaynakları, aynı şekilde o günkü bakan arkadaşlarımıza yakın çalışan bazı kişiler. Mesela bizim Bakanlık her zaman klasik sınav yapar. Kompozisyon şeklinde Türkçeden İngilizceye çeviri, İngilizceden Türkçeye çeviri ya da işte kompozisyon olur, zor sorular sorulur. Ama bu dönemlerde, bu sınavı çoktan seçmeli test haline getirmiştik.

SUNUCU- Aslında Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin en zor girilen kurumu olarak bilinir.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ama o çoktan seçmeli sınavda da Bakanlık tarihinin en zor soruları sorulmuş. Tabii bu sorular ve cevapları bu kişilere verilmiş ve bu şekilde Bakanlığa ciddi sızmalar olmuş. Bazı kurumlardan bizim Bakanlığa yatay geçişle de personel alınmış, bazı kilit noktalara yerleştirilmiş. Tabii bu süreçte, insanlar şimdi daha rahat bilgi verebiliyorlar. Bizim elimizde zaten bir çalışma vardı. Mesela geçen sene Başbakanlığa 34 kişi gönderdik. Başbakanlık’ta bir birim kurulmuştu. Yani bu anlamda da Başbakanlığa geçen sene sayı olarak en çok personel gönderen Bakanlık olduk.

SUNUCU- Geçen sene Başbakanlığa gönderilen bu personel, bu örgütün içinde olduğu düşünülen 34 kişi.

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii, 34 kişi geçen sene Başbakanlığa gönderildi. Çünkü bizim Bakanlık, devletin hafızası. Devletin sırları burada tutuluyor ve en önemli temasları burada sağlanıyor. İletişimi ve yazışmaları bizim Bakanlık sağlıyor. Bu hainlerin buralara ulaşmaması gerekiyor.

SUNUCU- Görevden almalar olacak dediniz, şu an itibariyle büyükelçi düzeyinde görevden alınan var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Bugün, işte biraz sonra Bakanlığa geçeceğiz. Titiz bir şekilde çalışmaları yaptık, ayrıca çapraz yoklamalar da yaptık ki haksızlık olmasın. Yani hata payımızı minimize etmek için çok titiz çalışıyoruz. Değişik kanallardan yeni ihbarlar geliyor, bunları da ciddi bir şekilde değerlendiriyoruz. Her ihbar doğrudur diye adım atarsak belki hata da yapabiliriz. Üç-dört koldan bunu teyit etmemiz gerekiyor, yani yoklamamız gerekiyor.

SUNUCU- Bu süreç son elçiler kararnamesini de etkiliyor mu, yoksa işleyiş normal rutin sürecinde mi ilerliyor?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Zaten o büyükelçiler bugüne kadar pasif durumdaydı. Kendilerine, herhangi bir görev verilmemişti. Bu kişiler merkezdeydiler ve bu kişileri geri almıştık. Dolayısıyla tabii, dışarıdan da geri çekeceğimiz bazı alt düzeyde memurlar da olacak. Bunların da, Bakanlığımızdan mutlaka uzaklaştırılması gerekiyor. Bu sahte sınavlarla, yani soruları çalarak devlette kadro elde etmek zaten suç ve bunlar yıllardır devletten bu şekilde para aldılar, maaş aldılar ve bunun da hesabı sorulmalı. Yani milletin evlatları bu sınavlara girebilmek için, Bakanlığa girmek için 1 sene, 1,5 sene oturup gece- gündüz çalışacak, fakat bunlara önceden sorular verilecek, cevaplar da verilecek, bunlar hiç çalışmadan Bakanlığa girecekler. Zaten şu anda görüyoruz ki hepsinin de dil bilgisi zayıf, ondan sonra kapasiteleri düşük. Biz yaklaşık 3 ay önce Bakanlık’ta başkâtiplik sınavı yaptık, bu sınava 95 kişi girdi, 90 tanesi kaldı.

SUNUCU- Bakanlık bünyesinde olan çalışanların…

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Tabii tabii, yükselme. İşte biliyorsunuz; üçüncü kâtip, ikinci kâtip ondan sonra başkâtip oluyorlar. Başkâtip olabilirse, ondan sonra kariyer meslek memuru olarak hangi görev verilirse büyükelçiliğe kadar yoluna devam ediyor. Ama bu aday meslek memurlarında ya da meslek memurlarında, başkâtiplik sınavı kriterdir. Normal şartlarda, bu sınavlarda ancak bir-iki kişi kalır, üç kişi, dört kişi kalır, hiçbir zaman kalanlar yüzde 10’u geçmez. Bu sefer 95 kişiden 90’ı kaldı. Bu neyi gösteriyor? İşte o bilgi birikime sahip olmadan sorular verilerek sınavı kazandıklarını… Hepsini suçlayamayız, çünkü dediğim gibi; yüzde 10 zaten her sınavda kalabilir, ama yüzde 90’ının kalması olağanüstü bir durum. Bu bile bir göstergedir, şu anda bunların hepsi ne olmuş, bunları inceliyoruz; incelememiz lazım. Biz de tabii ki Dışişleri Bakanlığı olarak bu gerekli adımları atacağız.

SUNUCU- Eğer bu girişim olmasaydı, işte yayının başında da aktardık, Türkiye tamamen farklı konularla uğraşıyordu, görüşüyordu, farklı ülkelerle farklı temaslar vardı, özellikle…

Bir kere şunu sorayım, daha sonra hem İsrail’i, hem Rusya’yı da soracağım: Siz Samsun’a Azerbaycan’dan geldiniz yanlış hatırlamıyorsam ve Ermenistan veya Azerbaycan’ın talebiyle Azerbaycan’la Ermenistan arasında barışın sağlanması noktasında siz oradaydınız. Bu girişim onu da etkiledi mi, oradaki durum nedir? Size Ermenistan veya Azerbaycan’dan o dönem ne gibi talepler gelmişti?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Ermenistan’la herhangi bir temasımız olmadı. Ermenistan Dışişleri Bakanını geçtiğimiz aylarda görmüştüm, selamlaştık. Uluslararası toplantılarda görüşüyoruz. En son Soçi’de, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda gördüm. Görüyoruz, selamlaşıyoruz, ama detaylı bir şey konuşmadık.

Son zamanlarda Azerbaycan’ın işgal edilmiş toprakları ve Karabağ konusunda temaslar artmaya, çalışmalar yoğunlaşmaya başladı. Rusya’nın ciddi bir çalışması var, aynı şekilde MİNSK üçlüsünün bazı gayretleri oldu.
En son St. Petersburg’da Putin taraflarla, Azerbaycan ve Ermenistan’la görüştü ve bazı önerileri oldu. Bu önerilerin içinde Azerbaycan’ın kabul edebileceği öneriler de var, bunlar detaylı görüşülüyor. Tabii biz de her zaman bu konularda Azerbaycan’ın yanında olduk. Azerbaycan’ın kabul edeceği tüm çözüm önerilerini destekleyeceğimizi ve birlikte bazı konularda adım atabileceğimizi de görüştük. O gün Sayın Cumhurbaşkanı Aliyev’le ve kardeşim Elmar Memmedyarov’la görüşmeler yaptım ve oradan Samsun’a gelmiştik.

Bu darbe girişimi olduktan hemen sonra kardeş Azerbaycan’dan beklendiği gibi, doğal olarak çok güçlü destek geldi. Sadece telefonla değil, attıkları adımlarla da zaten Türkiye’nin yanında olduğunu bir kere daha gösterdiler. İşte kardeşlik budur, bir millet olmanın gereği de budur.

SUNUCU- Rusya’yı sorayım, bir yakınlaşma süreci zaten başlamıştı ki bugün yanlış bilmiyorsam, Başbakan Yardımcısı Sayın Canikli ve Ekonomi Bakanı Sayın Zeybekçi Rusya’ya gidecekler.

Önce şunu sorayım: Darbe girişimi sırasında, sonrasında Rusya’dan nasıl bir destek geldi, veya destek geldi mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Rusya’dan son derece net destek geldi, ama’sız, şartsız destek geldi. O yüzden başta Putin olmak üzere Rus dostlarımıza da teşekkür ediyoruz. Esasen diğer dostlarımızdan da beklentimiz her zaman böyledir; böyle olmalıdır, bu olmalıdır.
Diğer taraftan, Soçi’de Sayın Lavrov’la görüştükten sonra Sayın Cumhurbaşkanımızla Putin’in G-20’den önce görüşmesi konusunda mutabık kaldık.

SUNUCU- Tarih netleşti mi, Ağustos ayı zikrediliyordu ama?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Herhalde Ağustos ayı içinde olur, o zaman Temmuz sonunda ya da Ağustos içinde olsun dedik. Zaten G-20 Zirvesi Eylül’ün başında biliyorsunuz. Dolayısıyla G-20’den önce bir görüşme inşallah olacak. Biz Dışişleri Bakanları olarak görüştük. Tabii bu zirvede önemli konular da konuşulacak.

Uçak düşürme hadisesinden sonra Rusya’nın aldığı kararlar, bazı ekonomik yaptırımlar vardı. Biz ama sabırlı, kendine güvenen, Rusya’da da negatif bakmayan bir şekilde hareket ettik. Evet, bir sorun var ama, biz o sorunun da nasıl olduğunu, bundan üzüntü duyduğumuzu da zaten ilk gün de söylemiştik.

SUNUCU- Bu arada o pilotların da hala gözaltında olduğu bilgisi vardı. Sizin şahsi olarak bu konuyla ilgili şüpheniz var mı?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Her türlü olasılık değerlendiriliyor. O zaman da zaten bir soru işaretiydi, ama her türlü olasılık değerlendiriliyor.

Diğer taraftan bu zirvede alınan ekonomik kararlar ya da yaptırımlar ve bundan sonra atılacak diğer adımlarla ilgili hazırlık yapılması gerekiyor. Bu anlamda da Başbakan Yardımcımız ve Ekonomi Bakanımız Rusya’ya gittiler. Muhataplarıyla oturacaklar, konuşacaklar. Zirvede ele alınacak konuların hazırlığını yapacaklar.

Diğer taraftan siyasi konularda da iki Dışişleri Bakanı olarak ya da Bakanlık olarak biz de gerekli çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ben de Müsteşar Yardımcım Ali Kemal Bey’i Moskova’ya gönderdim, Dışişleri Bakan Yardımcısı Peskov’la görüştüler.

Diğer taraftan, Suriye’yle ilgili de aramızda mekanizmalar vardı, Müsteşar Yardımcılarımız biraraya geliyordu. Yine istihbarat ve askerler arasında bir mekanizma vardı. Bu mekanizmaları da harekete geçirelim ki burada yine böyle bir olay olmasın ve terörle mücadele konusunda işbirliği güçlensin. Tabii sivillerin hedef alınmaması gibi birçok konularda da istihbaratlarımızın yakın işbirliği içinde çalışması lazım. Bu zirveden önce bu hazırlıkları yapacağız ve zirvede de Cumhurbaşkanımız Erdoğan’la Devlet Başkanı Putin bu konularda bize gerekli talimatları verir, kararları alırız. Ondan sonra ilişkilerimizi daha da iyi noktaya getirmek için gerekli çalışmaları yapmaya devam ederiz.

SUNUCU- Bir diğer olumlu adım atılan ülke İsrail olmuştu. Büyükelçilerin karşılıklı olarak ne zaman atanacağı konusunda bir gelişme var mı veya mesela Türkiye’nin atayacağı büyükelçinin ismi belli mi?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Yok, büyükelçinin ismi belli değil. Önce anlaşmanın Mecliste onaylanması gerekiyor, onaylandıktan sonra büyükelçiler karşılıklı atanır.

İsrail bizim üç şartımızı yerine getirdi. Tabii tazminat da önemli ama, tazminat bir kere ödenir. Ama Filistin ve Gazze’deki kardeşlerimiz orada hayatlarını sürdürürken onların önündeki zorluları, engelleri kaldırmak bizim şartlarımızdan, hedeflerimizden bir tanesiydi. Bu anlamda da İsrail bizim şartımızı yerine getirdi. İlk insani yardımımızı gönderdik, ama devamı gelecek. Kalkınma yardımlarımız ve Gazze’nin, Filistin’in ihtiyacı olan enerji, elektrik, sağlık, su ve benzeri birçok çalışmayı da bundan sonraki süreçte yapacağız, organize sanayi kuracağız. Dolayısıyla Gazze üzerindeki bu ambargoların bu şekilde kaldırılması ya da önünün açılması gerekten kardeşlerimiz için de önemliydi.

Önümüzdeki süreçte Mecliste onaylama işlemi de inşallah gerçekleşecek ve ondan sonra büyükelçileri de atayacağız.

SUNUCU- Sayın Bakan, son bir-iki dakikam var ama, şu soruyu da sormadan geçemeyeceğim. Siyasette bu darbe girişimi sonrası aslında özlenen bir tablo ortaya çıktı, yani iktidarıyla, muhalefetiyle yan yana duran, beraber fotoğraf veren, aynı söylemi vurgulayan, aynı açıklamaları yapan, en azından benzer açıklamaları yapan siyasi partiler ve siyasi parti liderlerini görüyoruz ki, bugün de Sayın Cumhurbaşkanı muhalefet partisi Genel Başkanlarıyla, daha doğrusu AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Yıldırım ve muhalefet partileri CHP ve MHP’nin Genel Başkanlarıyla biraraya gelecek. Siyasetteki bu yakınlaşmayı siz nasıl değerlendiriyorsunuz ve bundan sonra böyle devam edebilir mi acaba? Bu konuyla ilgili sizin görüşünüz nedir?

DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU- Şimdi Türkiye’de ve Yunanistan’da deprem olduğu zaman iki ülke arasında yardımlaşma ve yakınlaşma olmuştu, o zaman Time Dergisi’nde de bu işlenmişti. Ben de bir yorum yazmıştım, sonra da yayınladılar. Dedim ki, Türkiye ve Yunanistan yakınlaşmak için ve var olan sorunları çözmek için başka bir felaketi beklememeli.

Şimdi bu darbe girişimi gerçekten felaket girişimiydi, felaketle sonuçlanabilirdi, halkımızın desteği, feraseti, Cumhurbaşkanımızın ve Hükümetimizin dik duruşuyla bunu şimdilik atlattık, inşallah alacağımız tedbirlerle de bu tehdidi tamamen ortadan kaldırmamız lazım.

Tabii bu süreçte tüm siyasi partilerden ciddi bir destek gördük, bir yakınlaşma oldu. Adeta bir bütünleşme oldu, Meclisteki ortak deklarasyon da bunun göstergesidir. Ama bundan sonraki süreçte de illa böyle bir kötü olayın yaşanmasını beklememiz lazım ve Türkiye’yle ilgili, milletimizle ilgili konularda bu yaklaşımı sürdürmemiz lazım. Kamplaşmanın kimseye faydası yok. Meydanlarda görüyoruz, AK Partili var, CHP’li var, MHP’li var, Büyük Birlik Partisi, Vatan partisi ve birçok partiden insanları görüyoruz. Yani esasen bu duygu şu anda siyasi partilerde de hâkim, milletimizin kendisinde de hâkim, kimse milletimizi kamplaştırmak için girişimde bulunmasın, herkes siyasi söylemlerine dikkat etsin. Evet, iktidar olabilir, muhalefet olabilir, sağ parti, sol parti, hepimizin farklı görüşleri var. Halkımız seçim zamanında kime oy vereceğini çok iyi bilir, akıllıdır, öngörüsü, sağduyusu en üst düzeydedir. Ama diğer konularda bizim birçok konuya da partiler üstü, siyaset üstü bakmamız lazım. Şu anda bu tablodan memnunuz, bunu sürdürmek için biz de AK Parti olarak her zaman uzlaşı kültürünü ön plana çıkararak olumlu yaklaşımımızı devam ettireceğiz.

SUNUCU- Sayın Bakanım, çok teşekkür ediyoruz, çok önemli açıklamalarda bulundunuz, katkılarınız için teşekkür ediyoruz.

Değerli izleyiciler, Haber Türk Televizyonunda Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’yla beraberdik, 15 Temmuz’u, darbe girişimini, sonrasında yaşananları ve Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı’nın atacağı adımları konuştuk.

0 yorum:

Yorum Gönder